Çeşitliliğin tanınması özgür demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu, günlük etkileşimlerde hoşgörü, takdir ve saygıya yansır. Çeşitlilik aynı zamanda çok seslilik anlamına gelir ve farklı sesleri algılayıp ciddiye alma, onları duyurma ve kendi hayatını tek ölçüt yapmama sorumluluğu anlamına gelir.
Alman tarihi nedeniyle eyaletlerin yanı sıra şehirlerin, ilçelerin ve mahallelerin kültürel çeşitliliği de ayrı bir önem taşıyor. Bu, dilin yanı sıra özel kültürel ifadeler, çok çeşitli kültür yelpazesi ve büyük maddi ve somut olmayan kültürel miras zenginliği için de geçerlidir. Toplumumuzun çeşitliliği sanatsal ifadelerin çeşitliliğine de yansımakta. Bu, sanatçıların ve Almanya’da yaşayan tüm insanların uluslararası değişimi ile vücut bulur. Almanya’daki kültürel çeşitlilik, burada sürgünde yaşayan insanların kültürünü de kapsamakta. Kültür, Almanya’da yaşayan tüm insanların aidiyetine önemli bir katkı sağlamaktadır ve toplumumuzun dokusuna uyum sağlanmasını beraberinde getirir. Kültürel çeşitlilik daha fazla tartışmalara, hatta bazen yeni çatışmalara yol açabilir. Bu, çeşitliliğin içindeki dinamiğinin bir parçasıdır. Ancak sanat ve kültür dışlayıcı olarak kullanılmamalıdır.
Çeşitlilik içinde uyum saygı, hoşgörü ve karşılıklı takdirle gelişir. Bu da Almanya’da yaşayan herkesin özgür, demokratik toplumumuza ait olmasını sağlar.